Akademinin özgürlüğü, bizim özgürlüğümüz!


KESK'in 4-5 Haziran 2013 tarihlerinde iki gün olarak uyguladığı iş bırakma eylemine katılan İletişim Fakültesi’nden Eğitim-Sen üyesi on bir araştırma görevlisi hakkında Marmara Üniversitesi Rektörlüğü tarafından disiplin soruşturması başlatılmıştır. Bu soruşturmalar ile birlikte Prof. Dr. Yusuf Devran’ın göreve başlamasından bu yana geçen iki yılda toplam on beş araştırma görevlisi hakkında açılan soruşturma sayısı yirmi beşi bulmuştur.

Kamu görevlilerinin üyesi oldukları sendikaların aldığı karar doğrultusunda toplu eylem hakkı insan hakları sözleşmeleri, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile idari yargı kararları ile kesin biçimde tanınmaktadır. Eğitim-Sen üyesi araştırma görevlilerinin sendikaları tarafından gerçekleştirilen etkinliklere katılmaları suç olmayıp sendikal ve demokratik hakların kullanılması niteliğindedir. Eğitim-Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi’nin bu doğrultuda yapmış olduğu basın açıklamasına cevaben, dekan Devran KESK’in iş bırakma eylemini yasadışı ilan etmiş ve sendikalarının kararı doğrultusunda bu eyleme katılan araştırma görevlilerinin cezalandırılmaları gerektiğini açıklamıştır. Böylece Devran, insan hakları sözleşmelerini, Anayasayı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile idari yargı kararlarını hiçe saydığını bizzat bir basın duyurusuyla ilan etmiştir.

Devran’ın açıklamasında kişisel sorumluluk alanları ve kişisel hak ve özgürlükler ile ilgisi olmadığını iddia ettiği iş bırakma eylemi, KESK'in “İnsanca Yaşam, Güvenceli İş ve Gelecek” talebine ilaveten Gezi Parkı direnişi esnasında ülke çapındaki polis şiddetini protesto etmek üzere gerçekleştirilmiştir. On bir araştırma görevlisi tam da bu nedenle, aynı iş bırakma eylemine katıldıkları için haklarında disiplin soruşturması açılan Tunceli Üniversitesi’nden dört akademisyen ve Uludağ Üniversitesi mezuniyet töreninde yapmış olduğu konuşmada polis şiddetini eleştirdiği için soruşturmaya uğrayan Yrd. Doç. Dr. Timuçin Köprülü gibi, Gezi Parkı direnişine ilişkin ülke çapında başlatılan cadı avının akademideki kurbanları ilan edilmek istenmektedir.

Bizler, aşağıda imzası olan yurttaşlar olarak bilimsel, mesleki ve insani sorumluluklarımızdan ötürü Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’nü üniversitelerde ifade ve örgütlenme özgürlüğüne darbe niteliğindeki bu hukuksuz soruşturmaları geri çekmeye, İletişim Fakültesi Dekanı Yusuf Devran’ı da akademik personelin anayasal, demokratik ve sendikal haklarını kullanmalarını engellemekten ve soruşturma mekanizmasını araştırma görevlileri üzerinde psikolojik şiddet aracı olarak kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.

Çünkü Akademinin özgürlüğü, bizim özgürlüğümüz!